Büyüteç
Hem taraftarlar hem de futbol camiası olarak oldukça zor günlerden geçiyoruz. Tuttuğumuz takımların adının şikeyle aynı cümle içerisinde geçmesi, kulüp başkanları, yönetici, teknik direktör ve futbolcuların demir parmakların ardında kaderlerini bekliyor olması, geleceğe yönelik iyimser umutlarımızı tehdit ediyor.
Kafamızda sürekli bir komplo teorisiyle yaşıyoruz ne yazık ki... Ülkenin siyasi ortamının getirdikleri ve toplumsal çılgınlık haline dönüşen ‘Ezel’ dizisinde mevzu bahis olan konular hepimizi böylesine düşüncelere sevk ediyor belki ancak bir yerde de ‘stop edip’, paranoyayı kenara koymanın hepimize faydası var.
Hafta sonunda Diyarbakır’da Diyarbakırspor-Bursaspor karşılaşmasında yaşananlar hiç kuşku yok ki futbol tarihinin kara kaplı kitabında en önemli yeri alacak gibi görünüyor. Benden yaşça büyüklerim bu olayın kat be katını zamanında gördüklerini söyleyebilirler, lakin ben böylesiyle ilk defa karşılaşıyorum.
Ankara’da trafikte mendil satan ve arabaların camlarını silen küçük çocuklara kimi insanların para vermesine, kimilerininse göz temasından bile kaçınmasına bir anlam veremeyen Vassell, “hangi yolu izlemek daha doğru” diye tereddüte düştüğünü ifade ediyor. Türk geleneklerine ve hayat şartlarına uymakta zorluk çektiğini fırsat buldukça dile getiren İngiliz oyuncu, buna rağmen her gün çokça demleme çay içtiğini belirtiyor.