Sanılanın aksine Carl Ebert Yahudi değildi. Şüphesiz Nazi zulmüne karşı durmak veya Hitlere karşıt olmak için Yahudi olmaya gerek yoktur. İnsan olmak yetişir.
Carl Ebert bir insandı. Salt sözlüklerdeki anlamıyla görünüşte değil, temelde de bir insandı. Gerçek bir Alman, gerçek bir kişilik, gerçek bir Avrupalı ve gerçek bir dünya vatandaşı. Bu şekilde tanımlanıyordu.Ruhsal kimliği bunları içeriyordu.
1887 de Berlinde doğdu. Tiyatro eğitimi aldı. 1931 de Berlin Operasının genel yönetmeni oldu. 1933 de Hitler rejimini eleştirmeye başlayınca işine son verildi. Arjantine kaçtı. 1936 yılında Atatürk tarafından Türkiyeye davet edildi. On yıl kaldı Ankarada.
Neler yaptı Ankarada ?
Ankarada Devlet Tiyatrosuyla, Konservatuarını geliştirdi,çağdaş bir hale getirdi, öğrenci yetiştirdi. O öğrencilerin içinden değerli hocalar yetişti.
Doğumunun 120 inci yılında İstanbulda Profilo Centerda tertiplenen bir panelde öğrencileri Carl Eberti sevgiyle, saygıyla anlattılar.
İzleyiciler de alkışlarıyla eşlik ettiler.
Oyunlarıyla ve köşe yazılarıyla izleyicinin ve okurun takdirini taşıyan Refik Erduran paneli yönetiyordu.
Öğrencisi değildi ancak değerli tiyatro adamı Can Gürzap ta anlattı Eberti.
Ayten Gökçer okudu öğrenci Cüneyt Gökçerin hocası Eberte yazdığı mektubu. Ne güzel anlatıyordu büyük Eberti. İçtenlikli ve hiç abartmadan.
Macide Tanır tek kelimeyle o gün şaheserdi. Özeleştirisi ve sampatik tavırlarıyla. Şaheser sözcüğü yetişmezse özür diliyorum çünkü daha başka bir anlatım aracı bulamadım onu anlatabilmek için.
Kültür Üniversitesinin dekanı da Eberte karşı olan takdirlerini belirtti.
Prof. Mesut İktuyu panelcilerin arasında görünce kısa da olsa bir müzik ziyafetine tanık olacağımızı sanmıştım ancak hoca konuşmayı yeğledi.
Sona doğru anladık ki müziği Suat Arıkana ve eşlik eden piyaniste tahsis etmişler. Her birini bir diğerinden daha fazla beğendiğimiz aryalar dinledik.
Kulaklarımız daha bayram gelmeden bayramı idrak etmiş oldular.
Tiyatro ve opera seven kadirşinaslar geceyi tertip eden Emre Erdeme teşekkür borçlu olmalılar. Canla başla çalıştığını ve kendisine verilen Hayır cevaplarından yılmadığını ve evet yanıtı verecekleri bulmak için tabir caizse terlediğine tanık oldum.
Başardı da.
Erdem kısa bir konuşma da yaptı. Bu konuşmada sponsorlara minnet duygularını belirtmesi şıktı, zarifti. Şalom Gazetesinin etkin seslerinden Tilda Leviye teşekkür etmesi de güzeldi. Bir Şalom köşe yazarı olarak bundan kıvanç duyduğumu belirtmek isterim.Viki Habif de unutmadığı adlar arasındaydı.
Ankara Devlet Tiyatro ve Konservatuarı Carl Eberte sahip çıkmalı. Senede bir anma günü tertiplemeleri bugünün ve geleceğin kuşaklarınca bir örnek davranış olarak betimlenir sanırım.
Carl Eberti tanıyanlar onun insani yönünü vurguluyorlar. İnsanlığın şarkısı adlı bir şiirle onu rahmetle analım:
İnsanlık bir ideal, en zor ulaşılanı
Sonsuzlukta bir hilal, severiz ufukları
Duvarcı ustasıyız, gönye pergel elimiz
Nur peşinde koşarız, güzelliktir ismimiz
Din, ırk farkı bilmeyiz, eşit kardeşleriz biz
Şarkılar söyleyelim, insanlık hedefimiz,
İnsanlıktır azmimiz.
Yazar | Yakup ALMELEK | Yaşamdan Damlalar |