En nihayet ben de, şu herkesin öve öve bitiremediği “Yeni CARNE”ye gidebildim, hem de şimdiye dek yazdığım en zevkli gurme yazısını yazmak üzere… Bu yazının diğerlerinden farkı ne mi? Bugüne kadar, gittiğim hiçbir restoranda, restoran sahibiyle karşılıklı oturup, mekânı inceden inceye tartışma fırsatını bulamamı
Carnenin Harbiyedeki mekânına adım atar atmaz, kendimi LOFT Restorana benzer bir atmosferin içinde buldum. Mekân çok geniş değil, ama o kadar aydınlık ve minimalist bir dekorasyonu var ki, olduğundan çok daha büyükmüş izlenimini veriyor. Girişte, bekleyenler için tasarlanmış (hafta arası bir akşam olmasına rağmen, içerisi hınca hınç doluydu, rezervasyonsuz gitmemenizi öneririm) bir oturma grubu var. Sol tarafınızda, salkım saçak cam lambalarla aydınlatılmış barı, sağınızda ikişer kişilik venge masaları görüyorsunuz. Barın devamında ise, 6 ya da 8 kişilik küçük gruplar için tasarlanmış loca benzeri yuvarlak masaları. İzi Doenyastan öğrendiğim kadarıyla mekân, 65 kişinin rahatça oturabileceği genişlikteymiş. Bar oldukça büyük bir yer kaybına neden olsa da, görünüş itibarıyla mekâna çok şey kazandırmış.
Dekorasyondaki tamamlayıcı unsurun izlerine kahverengi timsah derisi bir tasarım restoranın kartvizitlerden, oturma grubunun kumaşına, masanın üzerindeki Amerikan servislerine ve mönülerin kaplarında kadar her yerde rastlamak mümkün. Masaların üzerinde ilk dikkatimi çeken şey tabakların orijinalliği oldu. Ortası yuvarlak çukur, beyaz, kare biçimli porselen tabaklar, tam bir nouvelle cuisine örneği sergiliyordu (oysa porsiyonlar hiç de nouvelle cuisine kadar küçük değil). Carnede bir ilki yaşamaya karar verdim ve Tuna Eskinazinin benim adıma karar vermesine izin verdim. Tabii bu arada mönüye göz gezdirmeden de edemedim alışkanlık ne de olsa! Mönünün ilk sayfasında yer alan, Türkçe ve İngilizce olarak yazılmış burasının Türkiye Hahambaşılığı gözetiminde bir Kaşer Restoran olduğu ibaresi gözümden kaçmadı.
Yerlerimize geçer geçmez, bardaklarımızı doldurup, artık klasikleşen kekikli zeytinyağı ile taze ekmeğimizi Kaşerut kurallarınca ekmek bile burada pişiriliyormuş getiren garsonumuz, ne içeceğimizi sordu. Kırmızı şarap deyince, İzi Doenyasın seçimi, leziz Fransız şarabı, kocaman şarap kadehlerimizi dolduruverdi.
Fiyatları ortalama 9.00 ile 14.00 YTL arasında değişen soğuk iştah açıcıları (lakerda ve somon), çorbaları (sebze ya da şehriyeli tavuk) ve sıcak aperitifleri (çeşitli krepler ve börekler) bir kenara bırakıp doğrudan salatalara yöneldim. Bayan Tuna bana Carne, ya da Levrek salatasını önerince, her ikisini de tadabilmem için, birini ben, birini de İzi Doenyas aldık. Carne salatası, kırmızı şarap sosuyla tatlandırılmış ton balığı, fasulye, ançüez, yumurta, patates, zeytin ve yeşillikten oluşuyor, bildiğimiz Nisuaz aslında, ancak tam kıvamında. Levrek salatası ise, kurutulmuş domates ve kişnişle süslenmiş. 13 farklı çeşitten oluşan salataların küçük ve büyük boyları mevcut, fiyatları 7.00 ile 18.00 YTL arasında değişiyor.
Geldik, Geleneksel Judeo- Espanyol Mutfağından bölümüne. Kaşkarikastan Armiye, Pırasa Köftesinden Kuru Fasulyeli Ispanağa, ne ararsanız var. Geleneksel yemeklerimize yer verilmiş olmasına bayıldım, fiyatlar ortalama 10.00 YTL. Tabii ki Türk Yemekleri ve Ocakbaşı keyfi de unutulmamış; mönüde her kebapçıda bulabileceğiniz Döner, Kuzu Tandır, Kebap, Etli ya da Tavuklu Hünkâr Beğendinin yanı sıra, Lahmacun ve etli ya da sebzeli pidelere rastlamak mümkün. Et yemekleri 16.00 YTL ile 24.00 YTL arasında değişiyor, lahmacun ve pideler ise 3.00 ile 9.00 YTL arasında.
Yine tavsiye üzerine tercihimi Carne spesiyalitelerinden yana kullandım ve sebze ve mantar soteye sarılı, özel barbekü soslu, Hünkâr Beğendi ile sunulan Antrikot Ruloyu, tabağımı sıyırarak bitirdim. İzi Doenyasın köfteleri müthiş görünüyordu, ama gerçekten hiç yerim kalmamıştı, tadına bakacak bile
Ev sahibimin ısrarıyla yediğim, fesleğenli ve kivili çilek tartar masaya gelince, Bir dakika, dedim, fotoğrafını çekmem gerek! Kalp şeklinde dizilmiş çileklerin tadı da en az görüntüsü kadar güzeldi. Ve müjde
Tatlandırıcı ile hazırlandığı için kalori değeri sıfıra yakın. Fırında Armut ya da Çikolatalı Musu da deneyebilirsiniz, tatlı fiyatları 9.00 ile 14.00 YTL arasında. Bir kahveye ne mi derim, zevkle tabii
Üstelik de İtalyan restoranlarında bile çok ender rastladığım ristrettoyu asla geri çeviremem.
Size benden küçük bir hatırlatma: Carnenin öğlen iş yemekleri ve kalabalık gruplar için hazırlanmış çok uygun fiyatlı (15.00 ile 21.00 YTL arasında) mönüleri var, aklınızda olsun. Ayrıca park konusunda endişelenmeyin, vale var!
Ve son bir öneri: Avas kon espinaka ile Tavuklu Beğendiyi şiddetle tavsiye ediyorum ikinci gidişimde tattım, enfesti.